Duygusallık ve Mantıksallık Arasındaki Çatışma

Anlamsız şeyleri sevmek, sevdiğimiz şeylerin değerini düşürür. Bu yüzden insan anlam arayışına girer ve deneyimlerini de buna ekler. Hem anlamlı olanı hem de duygularına hitap edeni arar. Anlamlı olan rasyonelken, sadece duygusal olan deneyimseldir.

Günümüz ilişkilerinde ise boş ve anlamsız uğraştırmalarla karşılaşıyoruz. İlişkiyi romantizme vurma çabasıyla zoru oynuyor, ilişkilerimizi kaçan kovalanır oyununa dönüştürüyoruz.  Bunu sanki ilişkiyi ulaşılmaz ve vazgeçmesi zor bir noktaya getirmek için yapıyoruz. İçinde yaşadığımız simülasyonun insanları bekletme moduna alıp aynı döngüleri yaşattığı boş bir algoritma gibi. Bu döngüden çıkmak zorlaştıkça ilişki toksikleşiyor ve iki kişiye de kötü bir deneyim yaşatıyor.

Buna en net çözüm, iki kişinin açıkça birbirine yaklaştığı ve sınırları belli olan rasyonel bir uzlaşı olurdu. Anlamayı karşı tarafa bırakmadığın, net olduğun keskin fikirlere sahip bir ilişki. Günümüzdeki “zart lighting zort zarting” gibi fikirler bana aşırı cringe geliyor ve yukarıda açıkladığım sebeplerden anlamsız bir çaba olarak geliyor. Özgüvensiz iki kişi, sanki herkese pompalanan “sen değerlisin” fikrini karşıya kanıtlamak için çabalıyor. Ama gerçek şu ki herkesin değer tanımı farklı ve herkes o mutlak değer tanımına uymuyor.

Keşke “zart lighting”, “zort lighting” falan yapmadan önce bir kez daha düşünüp karşıdaki insana neden değer verdiğimizi sorgulasak. Bir an durup sebebimizi karşıdakine aktarabilecek cesareti herhangi bir özgüvensizlik yaşamadan kendimizde bulabilsek. Ayrıca bize de neden değer verildiğini anlamalıyız.

Yaşadığım için biliyorum, karşıdakinin ne gördüğünü bilmeden veya karşıdakinin ilgisine karşılık verip veremeyeceğini bilmeden karşıdakini tanımadan girilecek bir ilişki çok risklidir. Ama love bombing safsatasının içindeyken, sorgulayan da bir konuma gelirsen, sanki karşıdaki insanın ilgisini istemiyor ve kendine değer verilmesine karşıymış gibi bir konuma geliyorsun. Ama mesele bu değil, mesele nedenini bilmek, niyetini bilmek. Sadece hormonlardan sebepli değil, o sapien diye aklıyla düşünen insan olarak tanımlanan kişinin rasyonel tarafını da işin içine katmak.

Ben karşımdaki insanın bana anlam veremediğim bir sebepten ilgi vermesini anlamayacak kadar toy olabilirim ama bunu anlamak zorunda da değilim. Neden sadece bir an durup karşıdaki insana zaman ayırabileceği onun fikirlerini ve hislerini dinleyerek onu anlayıp açıkça fikirlerini belirtebileceği bir noktaya gelemedi ki insanoğlu?  hayallerinin peşinde giderken neden başka bir insanın hayallerine destek olacak imkanı bulamadı ki insanoğlu? Sonunda da neden kendini sadece kendi için yaşayan ve başka herhangi bir şeye ilgisiz bir duruma sokabildi insanoğlu bilmiyorum ama şunu biliyorum:

Artık anlam yok basmakalıp ilişkiler ve neden devam ettiğini bilmediğimiz arkadaşlıklarla yaşıyoruz.
Madem anlamı yok, niye yaşıyoruz?
Madem sorgulayacak kadar bir değeri yok bu yaşamak denen şeyin, neden sebepsiz yere yaşıyor insanoğlu?

İşte tek önemli soru bu. ■